KKTC:
KIBRIS DOSYASI / EYLÜL - 2003
1 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “Öfkeyle gidip de, devleti ortadan kaldıracak
olan Annan Planı ve AB yolu doğrultusunda halkı sürüklemek isteyenlere
oy verilirse o zaman onların istediği değil Simitis’in, Hristofyas’ın,
Papadopulos’un, dolayısıyla Rumların istediği olur” dedi. Denktaş, “Bizi
kurtaran siyaset, bizi kurtaracak olan siyaset Türkiye ile birlikte hareket
etmektir, 1960 anlaşmalarını bozacak, Türkiye’nin aleyhine tamamen kaldıracak
olan davranışlara tevessül etmemek ve edilmesini önlemektir. Gerçeklerin
adaletin hakkın yanında olmak için elbirliğiyle uğraşmamız lazım, bu gibi
gecikmelerde, haksızlıklarda geleceğiniz yerler vardır ve sizin seçtiğiniz
insanların makamlarıdır. Bu gibi haksızlıklarda hiç olmazsa geleceğiniz
yerler vardır… Ama yarın bu makamlar da ortadan kalkar ve başvuracağınız
yer de kalmaz ve bir parmağınızı kestiklerinde 10 parmak birden ağrır o
yüzden hürriyetin değerini bilelim. Rumun kolonisi haline gelmemek, Yunan’ın
kolonisi haline gelmemek, başkalarının uşağı olmamak kavgasındayız. Onun
için bu şikayetlerinizi gürce haykırabiliyor, hakkınızı arayabiliyorsunuz…
Aramaya devam edeceksiniz, bulacaksanız, haksızlık varsa ortadan kaldırılacaktır,
ama devletten vazgeçmek pahasına hiçbir yere varılamaz…” şeklinde konuştu.
(Kıbrıs, 2 Eylül)
- TC Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, “Anadolu
halkı Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ve Kıbrıs davasının arkasındadır``
dedi. Denktaş`ın Kıbrıs halkını arkasına alması gerektiğini belirten Gül,
“Kıbrıs davası kesinlikle ihmal edilen bir dava değildir”dedi. (Kıbrıs,
2 Eylül)
- KKTC genel seçimleri yaklaşırken, siyasal yaşama, Oğuz Kaleleioğlu
başkanlığında KAP adlı yeni bir parti daha katıldı. 5 Haziran’da tüzel
kişilik kazanarak kurulan “Kıbrıs Adalet Partisi”nin, KKTC’nin varlığını,
milli birlik ve bütünlüğünü sağlamayı, adaleti her platformda titizlikle
yerine getirmeyi, sosyal refah ve hayat standardını geliştirmeyi parti
programının ana esasları olarak kabul ettiğini ifade eden Kalelioğlu, Atatürk
ilke ve inkılaplarının KAP’ın şaşmaz ilkeleri olduğunu belirtti. (Kıbrıs,
2 Eylül)
2 Eylül
Başbakan Derviş Eroğlu, tüm uğraşlarının KKTC gerçeğini dünyaya kabul
ettirmek olduğunu söyledi. Kıbrıs’ta kalıcı anlaşmanın, adadaki iki egemen
devlete dayalı olması gereğinin altını çizen Başbakan, “Adada, KKTC’nden
hareket ederek, iki bölgeli, iki halklı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini
öngören yaşayabilir bir anlaşmanın olabilmesi için arayış içerisindeyiz”
dedi. Müzakere masasında olanın KKTC Devleti olduğunu ifade eden Başbakan
Eroğlu, “Masada olan devletimizdir. Ama biz bu devlet pazarlığı içerisinde
olmadık, olmayacağız” şeklinde konuştu. Anavatan Türkiye’yle sıkı
işbirliğinin, başta Kıbrıs milli davası olmak üzere her alanda sürdürüleceğini
de belirten Eroğlu, “Anavatansız KKTC olamaz, Kıbrıs Türkü, bu topraklarda
huzur ve güven içerisinde yaşayamaz. Bu gerçeği bilenlerden ve sık sık
tekrarlayanlardanım” diye konuştu.
Eroğlu, Rum Yönetimi’nin Larnaka-Limasol arasındaki kıyı şeridinde
yer alan Kıbrıs Türklerine ait arazi ve malların değerini düşürmek, sıfırla
çarpmak için çalışma başlattığını bildirdi. Başbakan, “En son aldığım bilgiye
göre GKRY, yapmış olduğu imar planında, Larnaka’dan Limasol’a kadar olan
gelişmiş bölgelerde, turistik bölgelerde yer alan Türk mallarını ya yeşil
alan ya da sanayi bölgesi olarak tespit etmiş ve Türk mallarını ileride
kullanılamayacak, kalkınan bölgelerde değer artışı sağlamayacak arazi,
yeşil alan veya sanayi bölgesi olarak ilan etmiştir” dedi. Rum Yönetimi’nin
bu yönde başlattığı çalışmanın, ne insan haklarına ne de AB yasaları ile
kıstaslarına uygun olduğunun altını çizen Başbakan, Rum tarafının sergilediği
bu insanlık dışı tavırla AB’ne nasıl gireceğinin birlik üyesi ülkelerce
sorgulanması gerektiğine de işaret etti. (Kıbrıs, 3 Eylül)
- Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, "gelecek ayların Türk-Yunan
ilişkilerinde tarihi gelişmelerin meydana geleceği son derece önemli bir
dönem olacağını" belirtti. Papandreu, Yunan özel "FLASH" radyosuna yaptığı
açıklamada, Türkiye-AB ve Türk-Yunan ilişkilerine değindi. 2004 yılının,
Kıbrıs Rum kesiminin AB üyeliğinin onaylanacağı, Türkiye`nin de AB sürecinde
kaydettiği ilerlemelerin kesin değerlendirilmesinin yapılacağı bir yıl
olacağını belirten Papandreu, "Gelecek aylarda önemli gelişmeler olacak"
dedi. Türkiye`nin iç konularda önemli reformlar gerçekleştirdiğini, ancak
müzakerelerinin başlatılması konusunda olumlu bir karara varılabilmesi
için, Türkiye`nin Kıbrıs ve Türk-Yunan ilişkileri konularında da adım atması
gerektiğini öne süren Papandreu, "Dolayısıyla bizim için tarihi değeri
olan önemli, ama son derece önemli gelişmeler öncesinde bulunuyoruz" dedi.
(Kıbrıs, 3 Eylül)
- ABD’li iki diplomat Morton Abramowitz ve James Wilkinson, AB’yi
Kıbrıs’ta hemen çözümü sağlayacak adımlar atmaya çağırdı. AB’den, Kıbrıs’ın
Türkiye’deki devrimi bozmasına izin vermemelerini isteyen diplomatlar,
“Türkiye’de ve Avrupa’da karşıt güçler, süreci aniden durdurmak istiyor
ve Kıbrıs sorunu da bu amaca hizmet edebilir. Çünkü AB, Türkiye’nin üye
olmasına Kıbrıs’ta çözüm koşulunu getirdi” dediler. (Kıbrıs, 3 Eylül)
3 Eylül
GKRY’nin sadece son 3 ayda Kıbrıslı Türkler’e ait 111 taşınmaz malı
daha istimlak ettiği belirlendi. Rum Yönetimi resmi gazetesi taranarak
belirlenen istimlak kararlarına göre, toplam 7 köy ile Baf’ta istimlak
edilen Türk mallarına el konma gerekçesi “yol yapımı”… Daha önce de, son
2 yılda 500 civarında Türk malının istimlak edildiği açıklanmıştı.
Bu arada, Güney’de kalan malları istimlak edilen Kıbrıslı Türkler’in
başvurularını değerlendirmek amacıyla devlet tarafından kurulan Başsavcılık’a
bağlı büro bugünden itibaren başvuru kabul etmeye başlıyor. Yetkililer,
Rum Yönetimi’nin Türk mallarını istimlak eylemlerinin Kıbrıs müzakerelerinin
ve AB sürecinin hızlandığı son 2 yılda artmasının dikkat çekici olduğunu
da belirttiler.
- TC Başbakanı Tayyip Erdoğan, Annan planının eksiklikleri ve
hatalarının olduğunun inkar edilemeyeceğini söyledi. Erdoğan, “Şimdi Annan
planı gündemde, ancak bu plan Türk tarafına sorularak hazırlanmış bir plan
değil. Biz her şeye rağmen planı reddetmiyoruz, bu çerçevede görüşebiliriz
diyoruz. Ancak eksiklikleri ve hataları var, bu inkar edilemez.” dedi.
Erdoğan, Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümüiçin çok somut adımlar attığını,
ancak karşı taraftan somut bir adım atılmadığını ve bir karşılık görülmediğini
kaydetti. (Kıbrıs, 4 Eylül)
- Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, AB sürecinin; Kıbrıs
sorununun çözümü için önemli bir fırsat olduğunu savundu.(Kıbrıs,4 Eylül)
- ABD’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Thomas Weston, Türkiye’yi Kıbrıs
sorununun çözümüne daha fazla katkıda bulunmak için çaba harcamaya çağırdı.
Türkiye’nin Kıbrıs dosyasında daha çok şey yapması gerektiğini iddia eden
Weston, Kıbrıs sorununa çözüm bulunmadığı takdirde, Türkiye’nin emellerine
ulaşmasının nasıl mümkün olacağını bilemediklerini ifade etti. (Kıbrıs,
4 Eylül)
4 Eylül
Başbakan Derviş Eroğlu, “Kendi egemen devletini kurma onuruna ulaşan
Kıbrıs Türk halkı, bunun değerini iyi bilmekte ve bugün gelinen aşamanın
canı ve kanı pahasına gerçekleştiğini de unutmamaktadır” dedi. Eroğlu,
“Yaşanan acı tecrübenin ışığında hak ve çıkarlarımızdan, egemenliğimizden
ve siyasi eşitliğimizden taviz verilmesi asla söz konusu değildir. Mutlu
Barış Harekatı ile oluşturulan siyasi ve coğrafi temel, Kıbrıs adasının
vazgeçilmez gerçeğidir. Türk ulusunun sahip olduğu kararlılık karşısında,
bu gerçekleri değiştirmeye de kimsenin gücü yetmeyecektir” şeklinde konuştu.
(Kıbrıs, 5 Eylül)
- Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, AB`nin KKTC`yi bölmeye
ve bir halkın kimliğini silmeye çalıştığını belirtti. "AB, bizi, kabul
etmeyeceğimiz bu çözüme doğru itmek için kişisel görüşmelerde bulunup,
bazı girişimlere mali destek sağladı" diyen Ertuğruloğlu, Kıbrıs`ta iki
ayrı devlet olduğunun tanınması gerektiğini, KKTC`nin AB için bir engel
olmadığını, adil koşullarda AB`nin içinde yer almak istediklerini söyledi.
(Kıbrıs, 5 Eylül)
- Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu da, Kıbrıs sorununun 2004 yılının
Mayıs ayından önce çözüme bağlanmasının en çok KKTC`nin tutumuna bağlı
olduğunu ileri sürdü. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş`ı eleştiren Yakovu, "Denktaş,
BM`nin hazırladığı birleşme planını geçen Şubat ayında kabul etmediklerini
açıkladı. Doğal olarak 2004 Mayıs`ından önce çözüm bulunması tercih edilir,
ama bu en çok Türk tarafına bağlı. Ölen bir şeyler yeniden ortaya çıkarılabilir,
ama Denktaş`ın ölmüş olarak açıkladığı bir şeyi diriltmek hemen hemen imkansız"
diye konuştu. (Kıbrıs, 6 Eylül)
- Kıbrıs sorununun en kilit konularından birini oluşturan mülkiyet konusuna
çözüm hedefiyle Rumlar’a ve Türkler’e yönelik olarak kurulan Komisyon ve
Büro’ya ilk resmi başvurular yapıldı. KKTC sınırları içindeki Rum mallarına
tazminat veya takasla çözüm bulmak hedefiyle ilgili yasa altında bir süre
önce oluşturulan Tazmin Komisyonu’na Rumlar’dan ilk başvurular yapılmaya
başlandı. Rum tarafındaki baskılar nedeniyle Komisyon’a başvuran Rumlar’ın
sayısı ve isimleri hakkında bilgi verilmezken, tazminat talebiyle yapılan
bu başvuruların birkaç ay içinde sonuçlandırılmasının hedeflendiği bildirildi.
(Kıbrıs, 5 Eylül)
5 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “Yolumuz uzun ama sabrımız var çünkü Türküz”
diyerek, Annan Planı’nın Kıbrıs Türkü’nü ancak süslü püslü azınlık yapacağını
belirtti. Ortada müşterek bir dava bulunduğunu ve Kıbrıs’ta güvenliğin
Türkiye tarafından sağlandığını belirten Denktaş, Kıbrıs Türkü’nün 400
yıldır bayrağı yere düşürmediğini ve Atatürk ilkelerine tamamen gönüllü
olarak sımsıkı bağlı kaldıklarını ifade etti. Kıbrıs Türkü’nün içinde,
kendi menfaatleri masum halkı kandırmak için ellerinden geleni yapanlar
bulunduğunu ifade eden Denktaş, Türkiye’nin en büyük hakkının Türk-Yunan
dengesinin korunması olduğunu belirterek, Rumların 1960 anlaşmalarıyla
elde edilen bu hakkı silahla alamadıklarını, şimdi ise AB yoluyla almaya
çalıştıklarını kaydetti. (Kıbrıs, 6 Eylül)
- CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a
mektup göndererek, Kıbrıs Türk halkının Güney Kıbrıs’taki mallarının kamulaştırılması
uygulamasından dolayı Rum Yönetimi’ni şikayet etti. Rum Yönetimi’nce görüşme
sürecine girilmeden ve hatta Annan planının görüşüldüğü dönemde sürdürülen
Kıbrıs Türk mallarının kamulaştırılması eyleminin, Kıbrıs Türk halkını
mülksüzleştirmeye dönük olduğu endişesini taşıdıklarını belirten Mehmet
Ali Talat, Annan’a şöyle hitap etti: “Bu konuda Kıbrıs Rum Yönetimi’nin
dikkatini çekmeniz ve durdurulması için insiyatif yüklenmeniz son derece
yararlı olacaktır. Konuyla ilgili olarak ayrıntılı bilgi alınması ve 1974
sonrasında Güney’de gerçekleştirilen kamulaştırma işlemlerinin toplamını
ve bu toplam içindeki Kıbrıs Türk emlakının miktarını netleştirecek bilgilerin
tarafınızdan talep edilmesinin de, konunun açığa çıkması için gerekli olduğu
inancındayım.” (Kıbrıs, 6 Eylül)
- Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos, KKTC’de Aralık ayında yapılacak
genel seçimlerde radikal bir değişiklik olmaması halinde yakın gelecekte
herhangi bir çözüm ihtimali bulunmadığını iddia etti. “Hedefimiz,
Annan Planı’nın genel anlamını, felsefesini veya sentaksını (söz dizimini)
değiştirmemektir“ şeklinde konuşan Papadopulos, “Annan Planı, müzakereler
için tek temel olarak durmaktadır. Ancak, (Kuzey’de) yapılacak seçimlerde
radikal değişiklik olmazsa, seçimler, Türkiye ve müzakerecisinin Kıbrıs’a
yönelik duruşunu değiştirecek şartlar yaratmazsa, yakın gelecekte herhangi
bir çözüm ihtimali görünmüyor” dedi. Rum lider, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’la
yüz yüze görüşmelerde bulunma niyeti bulunmadığını da söyleyerek, bunun
Denktaş’ın Kıbrıs konusunun gidişatını istismar etmesi (gidişatı kendi
istediği yöne çekme) olanağı vereceğini iddia etti. (Kıbrıs, 6 Eylül)
- Başsavcı Akın Sait, Güney’deki Türk mallarıyla ilgili şikayetleri
takip etmek amacıyla faaliyete geçen büronun öncelikli görevinin Rum Yönetimi’nin
kamulaştırma işlemlerinin iptali olduğunu söyledi. Sait, “Bizim öncelikli
hedefimiz yasal mevzuata aykırı olarak ve mal sahibine bilgi verilmeden
yapılan Türk mallarını kamulaştırma işlemlerinin iptal edilmesidir. Vatandaşların
başvurularına dayanarak avukatlarımız kanalıyla Rum mahkemelerine başvuru
yapılacak. Yapacağımız girişim iddia edildiği gibi malı elden çıkarıp tazminat
almaya yönelik bir işlem değil. Tazminat sonraki iş…” şeklinde konuştu.
(Kıbrıs, 6 Eylül)
6 Eylül
TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, gümrük birliği çerçeve anlaşmasının,
AB’nin standartlarının Lkuzey Kıbrıs’ta da uygulanmasına ilişkin olduğunu
söyledi. Gül, anlaşmanın, Kıbrıs’ın bütün olarak AB’ye girmesi durumunda,
Kuzey için de mesafe alınmış olması amacıyla yapıldığını kaydetti. (Kıbrıs,
7 Eylül)
- GKRY İçişleri Bakanı Andreas Hristu, istimlak ettikleri Güney Kıbrıs`taki
Kıbrıs Türk mallarının bedeli olan tazminatların ancak Kıbrıs sorununun
çözülmesinden sonra hak sahiplerine verileceğini iddia etti. Rum yönetimince
istimlak edilen Kıbrıs Türk mallarıyla ilgili olarak KKTC`nin başlattığı
girişimleri değerlendiren Hristu, Bir toplumun, tek devletin ve tek ekonominin
kalkınması sırasında yollar, havaalanları, barajlar ve diğer çalışmaların
gerekli olduğunu, bunun için de hem Kıbrıslı Türklerin, hem de Rumların
mallarının zorunlu olarak istimlak edildiğini savundu. İstimlak karşılığı
paranın Rum hak sahiplerine verildiğini, Kıbrıslı Türklere verilecek bedellerin
ise Kıbrıs Türk Mallarını İdare Birimi`ne teslim edildiğini söyleyen Hristu,
“İnşallah yakında çözüm olur ve Kıbrıslı Türkler tazminatlarını faiziyle
birlikte alabilirler” dedi. (Kıbrıs, 7 Eylül)
7 Eylül
Başbakan Derviş Eroğlu, GKRY Başkanı Tasos Papadopulos’un Annan planına
imza koyacak olanlara oy verilmesi beklentisinin gerçekleşmeyeceğini belirtti.
Kıbrıs sorununun çözümünde Türkiye’yle işbirliği içerisinde iki devlet
gerçeğine dayalı bir anlaşmaya varılması yollarını aradıklarını ifade eden
Eroğlu, hükümetin Kıbrıs konusunda ortaya koyduğu politikanın TC Başbakanı
ve Dışişleri Bakanının açıklamalarıyla desteklendiğini kaydetti. Eroğlu,
Papadopulos yönetiminin kendisini tüm Kıbrıs’ın hakimi olarak gördüğü sürece
bir anlaşmaya varmanın mümkün olmayacağını da vurgulayarak, Kıbrıs’ta iki
devlet ve iki halk esasında, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi altında
bir anlaşmanın yollarının arandığını belirtti. (Kıbrıs, 8 Eylül)
- Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
Türk-Yunan ilişkileri konusundaki iyi niyetinden emin olduğunu, ancak yalnızca
iyi niyetin yeterli olmadığını” söyledi. Simitis, “Türkiye, AB ile
müzakerelere başlamak istiyorsa, aldığı önlemlerin yanı sıra Kıbrıs, Ege’de
kıta sahanlığının belirlenmesi ve genel olarak Türk-Yunan ilişkilerindeki
açık sorunları çözmelidir” diye konuştu. Türk hükümetinin aynı zamanda
eski uygulamaların ışığında Türkiye’yi Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı
olarak gören ve bu çerçevede rol oynaması gerektiğini öngören anlayışlar
paralelinde hareket ettiğini savunan Simitis, “bu tavrın Türkiye’nin AB
ve Yunanistan’a yaklaşımını, ayrıca Kıbrıs sorununun çözümünü engellediğini”
kaydetti. Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye gireceği 2004 yılının Mayıs ayına
kadar adadaki sorunun çözümü için çaba göstereceklerini kaydeden Simitis,
bu alanda sorunlar çıkacağını, ancak çaba harcamayı sürdüreceklerini vurguladı.
(Kıbrıs, 8 Eylül)
- Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ise, Kıbrıs sorununun
çözümü için yeni bir dinamiğin bulunduğunu savundu ve “2004’ün, biri Kıbrıs
Rum kesiminin AB üyeliği, diğeri de Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümüne
katkısı ve 2005’te AB’ye üyelik müzakerelerine başlayıp başlayamayacağının
değerlendirilmesi olmak üzere iki önemli durağı bulunan önemli bir yıl
olacağını” söyledi. Çözümün gerçekten yaşayabilir ve AB normlarına uygun
olabilmesi için, yeni olgular temelinde (BM Genel Sekreteri Kofi) Annan’ın
planıyla yeniden uğraşılması gerektiği görüşünü savunan Papandreu, Papadopulos
hükümetiyle sıkı işbirliği içinde olduklarını ve Papadopulos hükümetinin
ideolojik olarak kendi alanlarına çok yakın olduğunu söyledi. (Kıbrıs,
8 Eylül)
- Güney Kıbrıs’taki Demokratik Seferberlik Partisi’nden (DİSİ) bir grup
milletvekili, pasaportlarını göstererek KKTC’ye geçti. Karpaz’da yaşayan
Rumları ziyaret etmek için KKTC’ye geçtiklerini belirten Asbaşkan Keti
Klerides başkanlığındaki heyet, Basın Sözcüsü Tasos Mitsopulos ve siyasi
büro üyeleri Sotiris Drahos ve Fivo Nikolaidis’ten oluşuyordu. (Kıbrıs,
8 Eylül)
- Rum Sözcü Kipros Hrisostomidis, Kıbrıs müzakerelerinin Aralık ayındaki
seçimlerden önce yapılmasının, muhtemelen Vumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a
yardımcı olacağını, Kıbrıs Türk muhalefetini ise zayıflatacağını savundu.
(Kıbrıs, 8 Eylül)
8 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, seçimlerin “devlete sahip çıkanlar” ile
“çıkmayanlar” arasında geçeceğini yineleyerek, seçimin AB’a girmek isteyenler”
ve “istemeyenler” arasında geçmeyeceğini çünkü AB’ye girmeyi herkesin istediğini
söyledi. “Annan Planı gereğince Türkiyesiz ve statüsüz AB’ye üyelik” halinde
felaket olacağını kaydeden Denktaş, bunu söyledi diye “AB düşmanı” ilan
edilmesini eleştirdi ve AB’ye statü kazanıldıktan sonra Türkiye’nin de
haklarını koruyarak ve mümkünse Türkiye’yle birlikte girilirse başka bir
şey olacağına işaret etti; bunlara dikkat edilmesini istedi. (Kıbrıs, 9
Eylül)
- Meclis Başkanı Vehbi Zeki Serter, Kıbrıs’taki Türk haklarını ve Türk
varlığını ortadan kaldırmak isteyenlerin bu emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaklarını
belirtti. Serter, Ada’daki Türk varlığının sayısız şehidin kanıyla kutsallaşan
varoluş mücadelesiyle kanıtlandığını anlattı. (Kıbrıs, 9 Eylül)
- Adalet ve Barış Partisi Genel Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu, retçi
ve teslimiyetçi olmadıklarını belirterek, “Tek asgari müşterekimiz, geleceğimiz
ve güvenliğimizdir, bunlardan taviz vermemiz söz konusu olamaz. Tabi ki
‘güvenliğimiz’ derken Türkiye’nin garantileri ve çıkarlarıdır” dedi. Hasipoğlu,
her türlü çözüm önerisinin müzakere edilmesinden, geleceği ve güvenliği
teminat altına alacak bir anlaşmadan ve sonrasında AB’ye girilmesinden
yana olduklarını vurguladı. “Niçin Barış Partisi?” sorusunu yanıtlayan
Ertuğrul Hasipoğlu, kendi içinde barış yapamayanların, başkalarıyla da
barış yapamayacağına inandıklarını ifade ederek, mitinglerden ve içinde
bulunulan ortamdan siyasal rant elde etmenin, partilerinin tarzı olmadığını
kaydetti.
- Yeni Türkiye Partisi (YTP) Genel Başkanı İsmail Cem, "Rum kesiminin
Türkiye`nin müzakere sürecine (evet) demesi mümkün değildir" dedi. Cem,
“AKP hükümetinin Kopenhag Zirvesi`nde yaptığı yanlışlar sonucu Türkiye`nin
AB üyeliğinin, Kıbrıs Rum kesiminin insafına terk edildiği” iddiasında
bulundu. Cem, "Rum kesiminin Türkiye`nin müzakere sürecine (evet) demesi
mümkün değildir" dedi. (Kıbrıs, 9 Eylül)
- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kıbrıs`ta oynanan oyunlara kanmayacaklarını
söyledi. Bahçeli, "Millet için alınan kararlar mutlaka millete duyurulup,
onun güveni alınmalıdır. Kıbrıs üzerinde oynanan oyunlara kanmayacağız.
Annan raporuyla KKTC`yi AB`ye almak istiyorlar. Bu bir Enosis oyunudur,
azınlık oyunudur. Her türlü dayatmaya (evet) diyen bir anlayış Türkiye`nin
sonu demektir" dedi. (Kıbrıs, 9 Eylül)
9 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye ile birlikte Annan Planı`na karşı
alternatif bir çalışma yaptıklarını açıklayarak, bu çalışmanın tamamlanma
aşamasına geldiğini bildirdi. Yeni çalışmada, ilkeler esas alınarak
yeni bir model oluşturulduğunu belirterek, “23 Nisan kararı gibi büyük
bir sürpriz olacak, bekleyin” diyen Denktaş, Türk tarafının çözümü arayan
taraf olacağını kaydetti. “Muhalefetin takiyye yaptığını`` ve “Türkiye`nin
kendileriyle birlikte olduğunu” iddia ettiğini ifade eden Denktaş, “Yok
böyle bir şey. Bunlar Annan Planı`nı kabul ediyor, ancak Türkiye `hayır
bu plan değişmelidir` diyor” ifadesini kullandı.
- TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm olabilmesi
için, önce Aralık ayındaki seçimlerin yapılması gerektiğini söyledi. Gül,
“Seçimlerden sonra, kalıcı bir çözüm için uğraşılacaktır. Türk tarafı çözümden
yanadır. Çözümün tatmin edici bir çözüm vermesi gerekir” şeklinde konuştu.
(Kıbrıs, 10 Eylül)
- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, ABD Dışişleri
Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston’ı ve Kıbrıs’ı dışarıdan
izleyen tüm yetkilileri Kıbrıs Türk halkının geleceğine müdahaleden vazgeçmeye
davet etti. Bir taraftan “seçimlere müdahale yapılmasın” deyip diğer taraftan
“biz falanca partileri destekliyoruz” denmesinin “herhalde müdahale” olduğunu
kaydeden Serdar Denktaş, “Benzeri türden bir açıklama Anavatan’ın bir yetkilisinden
gelseydi Mehmet Ali, Mustafa hep birlikte ‘müdahale var...’ diye bağırmaya
başlayacaklardı herhalde” dedi.
- ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston, KKTC’deki
3 muhalif partinin BM’nin Kıbrıs planına destek vermesinden memnun olduğunu
söyledi. KKTC’li muhalif liderlerle kendi görüşleri arasında çok güçlü
benzerlikler olduğunu ifade eden Weston, Kıbrıs sorununda aynı görüşleri
paylaşmaktan çok memnun olduğunu kaydetti. (Kıbrıs, 10 Eylül)
10 Eylül
Başbakan Derviş Eroğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Temsilcisi
Thomas Weston ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun KKTC’de
yapılacak seçimlere yönelik açıklamalarına sert tepki göstererek “Bu gibi
yanlış davranışlardan uzaklaşırlar, iki ellerini KKTC seçimlerinden ve
içimizden çekerlerse memnun oluruz” dedi. “Demokratik ülkeler, bir başka
demokratik ülke seçimlerine müdahaleyi düşünmez. Müdahale niteliği taşıyan
beyanatlar vermez” şeklinde konuşan Eroğlu, gerek Papandreu’nun, gerek
Weston’un KKTC’deki seçimlere dıştan müdahale etmeyi çok ileri boyutlara
çıkardığını ve her iki yetkilinin de fevkalade yanlış bir davranış içinde
olduklarını vurguladı.
- TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kıbrıs sorununun çözülmesi için
Türkiye ve KKTC’nin üstüne düşenleri yaptığını ve yapmaya devam edeceğini
belirtti. “Ancak bu tek taraflı olamaz” diyen Gül, sonuçta iki tarafı da
tatmin edecek bir planın ortaya çıkmasının önemli olduğunu kaydetti. Kıbrıs
Rum kesiminin 2004’te AB üyesi olmasının Türkiye’nin AB sürecine bir etkisinin
olup olmayacağının sorulması üzerine de Gül, AB’ye yeni katılacak 10 ülkenin
AB’nin genişleme sürecini engellemeyecekleri yönünde, genişleme süreci
öncesinde bir uzlaşıya varıldığını hatırlattı. Gül, Kıbrıs sorununun Türkiye’nin
AB ile müzakerelere başlama süreciyle bağlantısının bulunmadığını belirtti.
(Kıbrıs, 11 Eylül)
- Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Papandreu, Güney Kıbrıs’a gitti.
Şu anda farklı bir durum içinde bulunulduğunu ve geleceğe başka bir inançla
baktıklarını söyleyen Yorgos Papandreu, bu yeni durumun –fiiliyatta
görüldüğü üzere- Kıbrıs sorununun çözümü için de yeni bir dinamik yarattığını
söyledi.
Papandreu, Güney Kıbrıs’taki temasları çerçevesinde bu akşam saat 19.15’te
KKTC’deki bazı muhalefet partilerinin liderleriyle bir araya geldi. Ara
bölgedeki BM kontrolünde bulunan Ledra Palas Oteli’nde gerçekleştirilen
görüşme yaklaşık yarım saat sürdü. Görüşmeye CTP Genel Başkanı Mehmet
Ali Talat, Barış ve Demokrasi Hareketi adına Genel Başkan Mustafa Akıncı,
Hüseyin Angolemli, İzzet İzcan, Mehmet Süleymanoğlu, ÇABP adına Genel Başkan
Ali Erel, Mustafa Damdelen, YBH adına ise Dışilişkiler Sekreteri Alpay
Durduran katıldı. (Kıbrıs, 11 Eylül)
- Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu, Yunanistan’la belirledikleri ortak
hedeflere doğru ilerlediklerini belirtti. Yakovu, Rum-Yunan hükümetleri
işbirliğinin sürekli ve gayet uyumlu olduğunu ve kendi bakanlığıyla Yunan
Dışişleri Bakanlığı’nın ortak hedefler belirlediğini ve o hedeflerde ilerlediklerini
de söyledi.
11 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs konusunda Türk tarafınca hazırlanan
yeni planın ne zaman açıklanacağının, bir taktik meselesi olduğunu, kendilerince
hazırlanan plana Türkiye’nin yakında bakacağını söyledi. Denktaş, bu planın,
Kıbrıs adına Rumların AB’ye alınmasından sonra, seçimlerden önce veya sonra
açıklanabileceğini belirtti. Denktaş, Türkiye ile KKTC arasında imzalanan
gümrük birliği çerçeve anlaşmasının içinin zamanla doldurulacağını, Türkiye
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün “içi boş” demekle bunu kastetmiş olabileceğini
de ifade etti. (Kıbrıs, 12 Eylül)
- TC Devlet Bakanı Ali Babacan, Kıbrıs sorununun çözülmesi için Türk
ve Yunan hükümetleri arasındaki işbirliğinin memnuniyet verici düzeyde
olduğuna dikkat çekti. Özellikle Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun,
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile birlikte bu konuda çaba sarf ettiğini
ifade eden Babacan, “İki hükümetin desteğiyle sorunun çözümü daha kolay
görünüyor” diye konuştu. (Kibrıs, 12 Eylül)
- Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, birleşik bir Kıbrıs’ı
Avrupa ailesi içinde görmek istediklerini söyledi ve iki toplumun ortak
gurur duyacakları, işlerliği olan bir çözümün mümkün olduğunu belirtti.
“Biz destek olacağız ama çözüm iki topluma bağlı” diyen Papandreu, anavatanların
müdahale etmeden Kıbrıslılara yardımcı olmaları gerektiğini söyledi ve
Yunanistan’ın 1974’te bu konuda ağır bir ders aldığını anlattı.
Papandreu, “KKTC’de aralık ayında yapılacak seçimlerle ilgili olarak
ise; “Kıbrıslı Türk siyasi liderler var. Rejim uluslararası camia
tarafından tanınan bir rejim değil ama uluslararası camia ve AB, seçimleri
yakından izliyor. Buradan çıkacak mesaj izleniyor. Kıbrıs Türklerinin hangi
mesajı verecekleri önemli. Çözüm açısından da, AB süreci açısından da önemli”
ifadelerini kullandı. (Kıbrıs, 12 Eylül)
- Türkiye’de SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, KKTC ile imzalanan
Gümrük Birliği Çerçeve Anlaşması’nın gerçek amacının, KKTC’yi AB sürecine
hazırlamak olması gerektiğini belirtti. Karayalçın, “1996’dan bu yana Türkiye
ile KKTC arasında bir tür Gümrük Birliği’nin işlediği, o çerçevede KKTC
mallarına herhangi bir gümrük tarifesinin uygulanmadığı bilinmektedir.
8 Ağustos’ta imzalanan anlaşmanın gerçek amacı, KKTC’yi AB sürecine hazırlamak
olmalıydı” şeklinde konuştu. (Kıbrıs, 12 Eylül)
- Türkiye’deki DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, hükümetin Kıbrıs konusunda
kamuoyuna yeterince bilgi vermediğini iddia etti. Ağar, “Bütün herkesin
eli Kıbrıs'taki seçimlerin içindedir. Her türlü araç, imkan kullanılmaktadır.
Bugüne kadar Türkiye'yi bu konuda müdahil olmakla suçlayanlar -ki Türkiye'nin
müdahil olması uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan bir hakkıdır- ellerini
Kıbrıs'tan çekmelidir” dedi.
- KKTC vatandaşlarının, talep etmeleri halinde Türk vatandaşlığını almaları
için başvuru kabulüne başlandı. 403 sayılı Türk vatandaşlığı kanununa,
4862 sayılı kanunla eklenen maddeyle KKTC vatandaşlarına, TC vatandaşlığı
alma imkanı getirildi. Başvurular, TC Lefkoşa Büyükelçiliği Konsolosluk
Şubesi’ne yapılabilecek. (Kıbrıs, 10 Eylül)
12 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs’ta insan haklarının 40 yıldır ihlal
edildiğini vurgulayarak “Kıbrıs’ta insan hakları ihlalinin daniskası vardır
ve bu 40 yıldır devam ediyor” dedi. Denktaş, “Dünyanın hiçbir yerinde meşru
hükümete darbe yapan ve o darbede başarı sağlamayan bir tarafa ‘sen meşru
hükümetsin’ diye unvan verilmez ve bu gayrı meşru idareye boyun eğmeyen
ve meşru haklarını savunan tarafa ‘sen bu gayrı meşru idareye boyun eğmek
mecburiyetindesin’ dercesine baskı yapılmaz. Kıbrıs’ta olan budur. Bunu
biz hukuk dünyasına anlatabilirsek o zaman 40 yıldır Kıbrıs Türklerine
yapılan diskriminasyon araştırılmaya başlar diye düşünüyorum” şeklinde
konuştu.
- Kıbrıs sorununun en temel sorunlarından mülkiyet konusuna çözüm hedefiyle
Rumlara ve Türklere yönelik olarak kurulan Komisyon ve Büro’ya başvurular
sürüyor. Komisyon Başkanı Salih Dayıoğlu, Güney Kıbrıs’taki baskılar nedeniyle
başvuruda bulunan Rumların sayısını açıklamamada kararlı olduklarını belirtti.
(Kıbrıs, 13 Eylül)
13 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan
ile Kıbrıs konusunda herhangi bir çelişkilerinin bulunmadığını ifade ederek,
''Sayın Başbakan'ın ortaya koyduğu ilkeler, milli Kıbrıs davasının üzerine
bina edildiği ilkelerdir'' dedi. Denktaş, ''AB'ye bizi aceleyle, henüz
Türkiye'nin ne zaman gireceği belli olmadan sürüklemek eylemi, Türkiye'nin
Kıbrıs üzerindeki haklarını ortadan kaldırmak içindir'' diye konuştu. Denktaş,
''Bunun bilinci içerisinde konuyu irdelemiş bulunuyoruz. Buna da uzlaşmazlık
denilirse, uzlaşmazlık denmesine itirazımız yok. Bizim uzlaşmazlığımız,
Kıbrıs'ta meşru bir Kıbrıs hükümeti olmadığını savunmak. Annan Planı, maalesef
bu konularda yardımcı olmamıştır'' dedi. (Kıbrıs, 14 Eylül)
- GKRY Başkanı Tasos Papaodopulos, “Rum yönetiminin BM Genel Sekreteri
Kofi Annan’ın sunduğu plan temelinde görüşmelere başlamaya hazır olduğunu
söyledi. Rum tarafının, Annan ne zaman müzakereye çağırırsa olumlu yanıt
vereceğini iddia eden Papadopulos, öte yandan, Annan’ın seçimlerden önce
gerçekleşecek herhangi bir girişimi, Cumhurbaşkanı Denktaş tarafından,
muhalefet partileri aleyhine kullanılabileceğini savundu. (Kıbrıs, 15 Eylül)
14 Eylül
ABD Büyükelçisi Michael Klosson, gerektiği zaman, Başkan George Bush
ve Dışişleri Bakanı Colin Powell’in somut girişimlerle Kıbrıs sorununun
çözüm çabalarına dahil olmaya hazır ve istekli olduğunu açıkladı. Klosson,
“ABD’nin önceliği, tüm ilgili tarafları, Annan planını tamamlama yönünde
siyasi irade gösterme ve Annan planı temelinde müzakere masasına dönme,
bu somut takvim içerisinde görüşmeleri tamamlama ve sonucun her iki tarafta
da referanduma sunulması için cesaretlendirmektir” dedi. (Kıbrıs, 15 Eylül)
15 Eylül
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, “Kıbrıs’ta çözümsüzlük,
çözüm değil… Siyasi sorunun aşılması için çabalar sürdürülecek” dedi. GKRY’nin
AB üyeliğine kabulü başarısıyla yetinmediklerini ifade eden papandreu,
staratejik hedeflerine, siyasi sorunun çözülmesiyle varacaklarını savundu.
(Kıbrıs, 16 Eylül)
16 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs Türkü’nün kader anlarını yaşadığını
belirtti ve “Kıbrıs Türkü kaderini seçimlerde özgür iradesiyle belirleyecek”
dedi. Denktaş, “Devletini kurmuş insanlar, self determinasyon hakkı olan
insanlar olarak, ‘hükümetinizim’ diyerek bizi azınlık olarak dünyaya takdim
eden bu insanların peşinde barış ve AB diyerek koşmak bizi nereye götürür….
Bizi Simitis’in davet ettiği yere götürür... ‘Aman gelin, çok güzel olacak’
diyor... Papandreu’nun geçen gün bizi davet ettiği yere götürür. Yunanistan’ın
var olduğu, Türkiye’nin var olmadığı AB’ne…. Nedir bu acele….Çünkü yetişip
Kıbrıs’ı alırlarsa ondan sonra pazarlıkları bambaşka olacak” şeklinde konuştu.
- Başbakan Derviş Eroğlu, KKTC’yi yok edecek senaryolara boyun eğilmeyeceğini
vurguladı. “Ulusal davada değişik sesler çıkarmayıp KKTC’ye dört elle sarılmış
olunsaydı ya KKTC tanınmış olacaktı ya da KKTC’nin menfaatlerini ön planda
tutan belgeler ortaya çıkacaktı” diyen Eroğlu, KKTC ile Türkiye’nin her
zaman işbirliği içerisinde olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının da bu işbirliği
içerisinde olma kararlılığını bundan sonra da sürdüreceğini kaydetti. İşbirliğinden
rahatsız olanlar olduğunu ve bunu bozmak için çalışmalar yapıldığını kaydeden
Eroğlu, KKTC’yi yok edecek senaryolarla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Eroğlu, Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürecek hiçbir belgeye imza
koymayacaklarını vurgulayarak, önemli olanın Kıbrıs Türk halkının refah
ve güven içerisinde yaşaması olduğunu söyledi.
- Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Atina ve Rum yönetiminin, ''Kıbrıs
sorununun BM çerçevesi ve AB müktesebatı dışında çözülmesi çabalarına olumsuz
baktığını'' söyledi. Rum tarafının, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın sunduğu
plan temelinde müzakerelere hazır olduğunu belirten Simitis, ''Biz Annan
planını temel alan müzakerelere hazırız, ama Sayın (KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf) Denktaş uzlaşmazlığını, Ankara da ona desteğini sürdürüyor. İşgal
topraklarında 14 Aralık'ta yapılacak seçimlerin sonuçları, önümüzdeki dönemde
meydana gelecek gelişmeler için tayin edici nitelikte olacaktır. Seçimler,
daha net bir tablo ortaya çıkaracak'' dedi. (Kıbrıs, 17 Eylül)
- İngiliz Yüksek Komiseri Lyn Parker, gelecek Mayıs’tan önce Kıbrıs
sorununun çözümü için gerçek bir fırsat bulunduğuna kuvvetli bir biçimde
inandıklarını söyledi. “Böylece Ada’daki iki taraf da birlikte AB’ne girebilir.
Bunun kaçırılmaması gereken hayati öneme haiz bir fırsat olduğunu düşünüyoruz”
diyen Parker, Aralık’ta KKTC’de yer alacak seçimlerin, gelecek açısından
bütün Kıbrıslılar için çok önemli bir faktör olduğunu ifade etti. Parker,
“Bu seçimlerde Avrupalılardan, medyadan büyük bir ilgi olacaktır. Sanırım
hepimiz de, bu önümüzdeki birkaç ay seçim sürecini çok yakından izleyeceğiz.
Çünkü hepimiz de, seçimin gelecek Mayıs’ta AB’ne üye birleşik bir Kıbrıs’ı
öngörecek bir çözüme katkı yapacağını kuvvetle ümit ediyoruz” dedi. (Kıbrıs,
17 Eylül)
17 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türk tarafının yeni açılımlarının gündemde
olduğunu tekrarladı ve Maraş’ın BM ile ortak kontrol altında yerleşime
açılmasının da bu kapsamda olduğunu söyledi, ancak çalışmanın içeriği ve
zamanı konusunda ayrıntıya girmedi. Kapalı bölge Maraş’ın da bu kapsamda
olduğunu söyleyen Denktaş, “Vakıflar’ın Maraş’taki hakları korunmak
kaydıyla buranın yerleşime açılmasına ilişkin önerimiz geçerliliğini korumaktadır.
Maraş bizim topraklarımızın bir parçasıdır. Burada Rumlar’ın güvenlik endişesi
olmasın diye BM’ye müşterek söz hakkı tanımayı da düşünüyoruz. Ama bunlar
hep üzerinde çalışılan konulardır” dedi. (Kıbrıs, 18 Eylül)
- Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, daha önce taraflar arasında varılan
mutabakat uyarınca Ara Bölge’deki mayınların temizlenmesi konusunda Türk
tarafının hazır olduğunu BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilci Yardımcısı
Zbigniew Wlosowicz’e bildirdi. Ara Bölge’deki mayınları temizlemeye hazır
olduklarını bildirmek amacıyla Wlosowicz ile görüşmeyi kendisinin talep
ettiğini söyleyen Denktaş, “Bir uzman gelmesini bekliyorlarmış. O gelir
gelmez her iki tarafla da gerekli teması yaparak göreve başlayacaklarını
söyledi” diye konuştu. Mayın temizlemenin en yoğun geçişlerin yaşandığı
Lefkoşa ve civarından başlayacağını belirten Denktaş, başka bir soruya
karşılık, mayın temizlemek için nasıl bir ekip oluşturulacağının uzmanın
gelmesinden sonra belirleneceğini kaydetti. (Kıbrıs, 18 Eylül)
- Başbakan Derviş Eroğlu, ABD ve AB’nin KKTC muhalefetini açıkça destekleyerek
seçime müdahale ettiklerini; bunu yaparak Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkartacak,
Türklüğün yok olmasına neden olacak Annan Planı’nı uygulamak istediklerini
söyledi. Başbakan Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının aralık ayında yapılacak
seçimlerde devletine ve haklarına sahip çıkarak, “oynanmak istenen oyunlar
ile devletini pazarlık konusu yapanların” çabalarına gereken yanıtı vereceğini
belirtti. (Kıbrıs, 18 Eylül)
- Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, KKTC’de demokratik
yapının gereği olarak Aralık’ta yapılacak olan seçimler yaklaşırken dış
müdahalelerin de giderek yoğunluk kazandığını vurguladı. Rum siyasi parti
başkanlarıyla Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis ve Dışişleri Bakanı Yorgo
Papandreu’nun KKTC’deki seçimlere açıkça taraf olduklarını ifade eden Ertuğruloğlu,
Papandreu’nun adayı ziyareti öncesinde de bir gazeteye verdiği demeçte,
“Kıbrıslı Türklerin son dönemde kendilerini Kıbrıs vatandaşı olarak görmeye
başladıkları” iddiasında bulunduğuna dikkati çekti.
- ABD Güney Kıbrıs Büyükelçisi Michael Klosson, Kıbrıs’ta bulunacak
çözümün asla 1974 öncesine dönecek şekilde olmaması gerektiğini söyledi.
Güzelyurt bölgesinde incelemelerde bulunan Klosson, ülkesinini çözüm için
kararlı olduğunu da yineledi. (Kıbrıs, 18 Eylül)
- BM Genel Sekreteri’nin Sözcüsü Fred Eckhard, Annan’ın Kıbrıs’taki
taraflardan, önerdiği çizgiler doğrultusunda, çözüm için ciddi müzakerelere
hazır olduklarına dair istek görmesi durumunda, Kıbrıs sorununun çözüm
çabalarına faal bir biçimde katılmaya hazır olduğunu açıkladı. Eckhard,
“Şu anda tüm taraflardan, bu tür bir taahhüt yok” dedi. (Kıbrıs, 18 Eylül)
18 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye ile KKTC arasında imzalanan Gümrük
Birliği Çerçeve Anlaşması’na AB’nin tepki göstermesinin bilgi eksikliğinden
kaynaklandığını belirterek, “Bu anlaşma ambargo altındaki Kıbrıs Türkü’nün
yaşama hakkı ve Tükiye ile birlikte AB müktesebatına hazırlık amacıyla
atılmış bir adımdı” dedi. Denktaş, “Bu anlaşma bozgunculuk olsun diye değil,
40 yıldır ambargo altında yaşayan Kıbrıs Türkü’nün yaşama hakkını, insan
haklarını Türkiye ile birlikte kullanma yönünde bir adımdır ve Türkiye
ile birlikte AB müktesebatına hazırlık olarak ele alınmıştır. Rumlar’ın
yaygarası nedeniyle AB’nin tepkisi bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır”
dedi. (Kıbrıs, 19 Eylül)
- Başbakan Derviş Eroğlu, ABD, AB ve Rum Yunan ikilisinin muhalefetin
yanında yer alarak seçimlere müdahale kararı aldıklarını hatırlatarak,
Kıbrıs Türkü’nün Aralık seçimlerinde göstereceği irade ile devletine sahip
çıkarak Türkiye ve Kıbrıs Türk halkına oynanmak istenen oyunları bozacağını
söyledi. Başbakan Eroğlu burada yaptığı konuşmada, KKTC insanını Rum’un
insafına bırakmak, evinden, yurdundan etmek isteyenlerle bir savaşları
olduğunu belirterek, “ama bizim savaşımız demokratik kurallar içerisinde
olur. Kana kuvvette başvurmayız” dedi. (Kıbrıs, 19 Eylül)
- Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, AB’nin KKTC ile Türkiye
arasında imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması’na karşı çıkmasını eleştirdi.
AB’nin hukuka ve anlaşmalara aykırılık iddialarını gündeme getirebilecek
en son kuruluş olduğuna işaret eden Ertuğruloğlu, “AB asıl kendisi Kıbrıs
konusunda anlaşmalara ve hukuka aykırı davranmıştır. Eğer Kıbrıs’ta bir
anlaşma olmasını istiyorsa KKTC’ni ve Kıbrıs Türk halkını Rum’a tabi hale
getirme düşüncesinden hemen vazgeçmelidir” dedi.
19 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, kağıt üzerinde bir anlaşma değil devlete
dayalı bir anlaşma istediklerini belirtti. Denktaş, gençlere de seslenerek,
“Bir devleti koruma görevi omuzlarınıza yüklenmektedir. ‘Korumadan vazgeç,
Rum’a yamalan ve Rum’un istediği yere git’ diyenlere kulak vermeyin” dedi.
Denktaş, “Türkiye bu harekatı başlatmamış olsaydı tabiatıyla bugün Kıbrıs’ta
tek bir Türk kalmayacaktı. Maalesef bu mücadele devam ediyor. Rum tarafı
hedefinden vazgeçmiş değildir. Hedefi Kıbrıs’ta Rum çoğunluğuna dayalı
üniter bir devlet kurmak ve Kıbrıs Türkleri’ni bu devletin içerisinde iki
halktan biri olarak % 20 oy hakkına sahip bir azınlık durumuna indirgemektir”
dedi. Denktaş, Rumların neden bir an önce AB’ye gitmek istediğine de açıklık
getirerek şunları kaydetti: “Çünkü Türkiye beklenirse, Türkiye’nin Kıbrıs
üzerindeki hakları da daim olacak. Onun için Türk-Yunan dengesini kurmuş
olan 1960 anlaşmalarını çiğneyerek bir an evvel bizi Türkiye’siz bir AB’ye
sokarlarsa o zaman Türkiye’nin Kıbrıs üzerinde söz söyleme hakkı da kalmayacak”
- Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rumların tarihi süreç içerisinde her zaman
Türkleri topraksız bırakmak için uğraştıklarını ve Türk topraklarının çoğunlukta
olduğu köylerin baskıyla Türklerden alındığını belirterek, Annan Planı’nın
da bu felsefenin ürünü olduğunu kaydetti. Araştırmacı-Yazar Mustafa Haşim
Altan da, “Kıbrıs Türk Malları” isimli 4 ciltlik kitabında, Ada’daki Türk
hakimiyetini Osmanlı döneminden ele alarak Türklere ait toprakların % 45
civarında olduğunu ifade etti. (Kıbrıs, 20 Eylül)
- Başbakan Derviş Eroğlu, birlik ve beraberlik sağlanmadığı sürece,
dış güçlerin bundan faydalanacağını ve KKTC gerçeğini kabullenmemekte ısrarlı
olacağını kaydetti. Annan planının ortaya çıkmasıyla cepheleşmelerin olduğunu
görmenin kendilerini üzdüğünü ifade eden Eroğlu, devleti ortadan kaldıracak
senaryolara “evet” demenin mümkün olmadığını, halkın büyük kısmının da
bunun bilincinde olduğunu söyledi. (Kıbrıs, 19 Eylül)
- Türkiye’de BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, “Kıbrıs’ta bir Türk
devletini hazmedemeyen ihanet odakları buradaki Türk varlığını silmek istemektedir”
dedi. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı desteklediklerini ve ziyaretinde de
bu desteği bir kez daha dile getireceklerini anlatan Yazıcıoğlu, “Hem bizim
gündemimizde hem de ihanet odaklarının gündeminde Kıbrıs var. Kıbrıs’ta
bir Türk devletini hazmedemeyenler, buradaki Türk varlığını silmek istemektedir”
diye konuştu.
20 Eylül
Güney Kıbrıs’ta, DİSİ Başkanı Nikos Anastasiades, Kıbrıs’ta çözüm için
seçimlerde muhalefetin kazanmasının yeterli olmayacağını, Türkiye’nin politikasının
da değişmesi gerektiğini söyledi. (Kıbrıs, 21 Eylül)
21 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, aralık ayında yapılacak seçimlerin tarihi
sınav niteliğinde olduğunu yineledi ve milliyetçi çizgideki partilerin
desteklenmesini istedi. AKEL Genel Sekreteri, Rum Meclis Başkanı Hristofyas’ın,
“AB bizim ideolojimize aykırıdır. Ama milli dava için taviz verdik, gireceğiz”
şeklindeki sözlerine yeniden atıfta bulunan Denktaş, özetle, “Milli davaları
Enosis’tir. Şimdi Enosis kalkmış… Dolaylı Enosis var. Türkiye’nin burada
hakları var, iç ve dış dengeler var. Ortaklık cumhuriyeti kurulurken Taksim
ve Enosis bu nedenle yasaklandı. Yani Kıbrıs Türkiye’nin üye olmadığı yere
giremez” dedi. AB’nin Rumların tek yanlı üyelik başvurusunu kabul etmekle
uluslararası anlaşmaları, insan haklarını çiğnediğini de söyleyen Denktaş,
“Tarih AB’de bu haksızlığı yapanları affetmeyecek” diye konuştu.
- Aralık seçimlerinde oy kullanacak seçmen sayısı 137.500 olarak açıklandı.
2002 yerel seçimlerinde ise, bu rakam 133.943 idi. (Kıbrıs, 22 Eylül)
22 Eylül
Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, AB’yi, “KKTC’nin ortadan
kaldırılması için sinsi bir komplonun sahibi” olmakla suçladı. AB’nin KKTC’deki
muhalefete para yardımında bulunduğunu, kısa adı UNOPS olan BM Proje Ofisi’nin
bu iş için kullanıldığını saptadıklarını ifade eden Ertuğruloğlu, muhalefeti
de, “KKTC devletine sahip çıkmaya değil, devleti ortadan kaldırmaya yönelik
çaba içinde olmakla” suçladı. AB’nin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın
Kıbrıs için hazırladığı çözüm planıyla netice alma aşamasına gelindiğine
inanarak büyük bir saldırı başlattığını söyleyen Ertuğruloğlu, “Weston,
beyanat ve takındığı tavırla kendini belli bir çizgiye bağlamıştır. Dolayısıyla
kendisiyle görüşmemizi gerektirecek bir ortam kalmamıştır. Annan Planı
ile Weston kendini eski BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro de Soto’nun yerine
koydu. Tarafsız kişilik konumunu yitirmiştir” dedi. (Kıbrıs, 23 Eylül)
- Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) TBMM Grup Başkan Vekili
Ankara Milletvekili Haluk İpek, Annan Planı’nın tuzaklarla dolu olduğunu
belirterek, Kıbrıs’ta Girit benzeri bir oyun oynanmaya çalışıldığını söyledi.
Planın uzun vadede adadan Türklüğü çıkarmayı hedeflediğini belirterek,
buna izin verilmeyeceğini kaydeden İpek, Kıbrıs Türk halkının, toprağına
ve milletine çok iyi sahip çıkmasını isteyerek, Türkiye hükümetinin de
her zaman olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam
edeceğini vurguladı. KKTC’de Aralık ayında yapılacak genel seçimlere de
değinen İpek, “Seçimlerin Kıbrıs Türk halkına hayırlı ve uğrulu olmasını
temenni ediyoruz. Kıbrıs Türkü kendi demokrasisini, hiçbir baskı altında
kalmadan, çok iyi bir şekilde bu güne kadar taşıdı. Bundan sonra da devam
edecek” dedi.
23 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı’nı kabul ederek tuzağa
düşmediği için ebediyete kadar övüneceğini ve Rum Yönetimi Kıbrıs adına
meşru hükümet olarak kabul edildiği sürece planda tadilatın mümkün olmadığını
söyledi. Denktaş, seçimlerin devlete sahip çıkanlarla Rum’un içinde azınlık
olarak yaşamaya razı olanlar arasında geçeceğini de tekrarladı.
- TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, “Annan Planı, kabul edilebilir
bir plan haline getirilmelidir” dedi. Gül, Kıbrıs’ta BM tarafından çözüm
planı olarak sunulan Kofi Annan Planı’nın bu haliyle kabulünün mümkün olmadığını
vurguladı. (Kıbrıs, 24 Eylül)
- Başbakan Derviş Eroğlu, Annan planının, Türklüğü adadan çıkarma belgesi
olduğu için kendilerinin bu plana hayır dediklerini açıkladı. Annan Planı’nın
KKTC’yi ortadan kaldırmak ve Türklüğü adadan silmek için hazırlanmış bir
plan olduğunu kaydeden Eroğlu, kendilerinin 115 bin Kıbrıs Türkünü evinden
edecek ve adadan çıkmalarına yol açacak bir plana evet demesinin mümkün
olmadığını belirterek, bu nedenle partisinin gerekçelerini ortaya koyarak
plana hayır dediğini anlattı. (Kıbrıs, 24 Eylül)
- GKRY Başkanı Tasos Papadopulos, Kıbrıs müzakerelerinin, KKTC’de 14
Aralık’ta yapılacak milletvekilliği seçimlerinden önce başlaması veya sonuçlanması
şansının olmadığını söyledi. “Kıbrıs sorunuyla ilgili olanlarla yaptığı
görüşme ve temaslardan bu izlenimi edindiğini” kaydeden Papadopulos, Annan’ın
önerdiği çözüm planı çerçevesinde bir çözüme inanan Türk siyasi partilerin
seçimleri kazanmasının adadaki iki toplumun yararına olacağını iddia etti.
(Kıbrıs, 24 Eylül)
- Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun, Türkiye’nin Aralık
2004’te AB üyelik görüşmelerinin başlamasına yönelik hazırlığı değerlendirilirken,
Kıbrıs’ta çözüm yönünde ilerlemenin temel kriter olacağı mesajını verdiği
belirtildi. Papandreu, “Kıbrıs, Yunanistan’ın dış politikasında birinci
önceliktir” vurgusu yaparak Türkiye’nin üyelik müzakerelerine başlayıp
başlamayacağı değerlendirmesinde, Kıbrıs’ta çözüme yönelik gelişmelerin
temel kriter olacağını aktardı. Papandreu, Lefkoşa’da Kıbrıslı Türk muhalefet
partileriyle görüştüğünü ve Kuzey Kıbrıs’ta “yeni bir dinamizm” görüldüğünü
de ifade etti ve Kıbrıslı Türklerin, Avrupa ile birleşme isteğini taşıdığını
kaydetti.
- Montreal Üniversitesi Jean Monnet Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Nanette
Neuwahl, Kıbrıs Rum Yönetimi liderliğine Papadopulos’un seçilmesinin, aslında
Kıbrıs Rumları’nın Annan Planı’na karşı olduğunu gösterdiğini söyledi.
Annan Planı’nın dengesiz olduğunu, bu plana Denktaş ve Türkiye’nin karşı
çıktığı izlenimi yaratıldığını kaydeden Neuwahl, “Hiçbir zaman Kıbrıs yönetimine
ve Papadopulos’a,(Annan Planı’nı kabul ediyor musunuz?) diye sorulmadı.
Sorulsaydı, ‘kabul etmeyeceklerini’ söyleyeceklerdi” diye konuştu. Rum
kesiminin AB’ye üye olmasının Kıbrıs sorununun çözümüne katkısı olabileceği
beklentisinin ters teptiğini anlatan Neuwahl, bunun, çözüm için Rumlar’ın
taviz vermesini de engellediğini ifade etti.
24 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı’nın mimarlarından, İngiltere’nin
Kıbrıs Eski Özel Temsilcisi Lord David Hannay’e “Kıbrıslıya tepeden
bakan eski İngiliz valisi” benzetmesi yaptı ve “Onun suçlamaları benim
için şereftir” dedi. “Denktaş’la çözüm mümkün değildir” diyen Hannay’i
yanıtlayan Denktaş, “Kıbrıs davasını İngilizlerin menfaatine yürütmeye
çalışmış, İngiliz üslerine Rumlar dokunmasın diye onların her istediğini
kabul etmiş, bize sureten bazı haklar vermiş ve De Soto’yu gölgesi altına
alarak İngilizlerin Rumlarla birlikte çalışarak öngördüğü bir planı kabul
ettiren bir diplomat... Her Kıbrıslıya tepeden bakan eski bir İngiliz valisi
gibi hareket eden, hiçbir zaman Kıbrıs Türkü’nün hak ve hukukunu, korkularını
kaale almayan birisi... Hazırladığı tuzağa girmedik diye bizi suçlamaya
devam ediyor. Onun suçlaması benim için şereftir. Onun hazırladığı tuzağa
Kıbrıs Türkü’nü sokmadım” şeklinde konuştu. (Kıbrıs, 25 Eylül)
- Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs’ta uzlaşma için gerçeklerin kabul
edilmesi gerektiğini belirterek, bu gerçeklerin de “iki halkın, iki demokrasinin,
iki devletin varlığı ve Türkiye’nin etkin garantisinin devamı” olduğunu
söyledi. Denktaş, Annan Planı’nın bu gerçekleri yok farzettiğini, planı
okudukça ürperdiğini ifade etti. Aralık ayındaki seçimlerin kader imtihanı
olacağını kaydeden Denktaş, halkın çoğunluğunun gerçeği bilerek oy kullanacağına
inandığını, ümit ettiğini, beklediğini çünkü yanlış yaparlarsa, normal
bir seçimmiş gibi davranırlarsa, bir daha kurtarılmalarının mümkün olmadığını
söyledi. KKTC geçişlerde 50 Euro’ya kadar mal alınmasına izin verirken
Rumlara “bir kuruşluk bile eşya almayın zenginleştirirsiniz” denildiğini
kaydeden Denktaş, birçok Rum’un şimdi KKTC’ye sepetleri ve sularıyla geldiğini
belirtti. “Yani mentalite değişmedikçe, Kıbrıs her iki halkın vatanıdır,
bir aradaydık, biz bırakmadık, ayrıldık, ayrı ayrı da dost olabilir, yaşayabiliriz
demedikçe, nasıl anlaşacağız?” diye soran Cumhurbaşkanı Denktaş, işlerinin
zor olduğunu söyledi.
- Başbakan Derviş Eroğlu, Rumların, KKTC halkının zaten 180 derece aleyhine
olan Annan belgesini kendi lehlerine değiştirmek istediklerini, bu nedenle
Annan belgesinin KKTC halkı lehine iyileştirilmesinin mümkün olmadığını
söyledi. Eroğlu, “Rumların belgeyi kendi lehlerine değiştirmek istedikleri
bir ortamda bir anlaşmaya varmak mümkün mü? Değildir. Çünkü bu Annan belgesi,
insanlarımızı yerinden yurdundan ediyor; sonra Türkiye’yi, daha sonra Türkleri
bu topraklardan çıkarıyor. Bu belgenin kelimelerinin arkasında Enosis vardır”
dedi.
25 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ilkelerini savunmaksızın, Rumların peşinden,
“Annan Planı’nda öyle isteniyor” diye AB’ye girip Türkiye’nin elini kolunu
bağlamalarının söz konusu olamayacağını vurguladı. Bugün hala bir yere
varılamıyorsa, Rum tarafının “bütün Kıbrıs’ın meşru hükümeti” olduğu inancıyla
yeni bir ortaklık kurma yoluna girmemesinden, eşit egemenliği tanımamasından
kaynaklandığını ifade eden Denktaş, şöyle dedi: “Bizi devletsiz bıraktı,
devlet kurduk. Devletini kuran insanların, devleti yokmuş gibi anlaşma
yapamayacağını anlamamasındandır, kabul etmemesindendir, buna ihtiyaç duymamasındadır.
AB Rumlara destek çıkmıştır. Bu desteği gördükleri sürece bütün Kıbrıs’ı
AB’ye götürmek hakkı sanki kendilerindeymiş gibi yasa dışı bir anlaşmayla
bizi de sürüklemek istemektedirler…
Denktaş, Annan Planı’nın çok karmaşık olduğunu belirterek, Kıbrıs’ta
iki devlete dayalı ve dış ilişkilerde tek temsiliyet öngören basit bir
anlaşmanın mümkün olduğunu söyledi. İki devletin kendi yasaları ve egemenliği
altında yaşadığını, karşılıklı geçişlerin de bu çerçevede yapıldığı için
sorunsuz olduğunu belirten Denktaş, “Birarada bulunmak başka, birarada
yaşamak başka şey. Yerleşme ancak bizim yasalarımıza ve kotalarımıza göre
olur” diye konuştu. Kıbrıs’ta varolan iki devlete dayalı ve dış ilişkilerde
tek temsiliyet esasında bir ortaklığa gidilebileceğini, bunun için de basit
bir anlaşma yapılabileceğini söyleyen Denktaş, “Devletin kabul edilmesi,
tanınması kime zarar verir” diye sordu. (Kıbrıs, 26 Eylül)
- TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kıbrıs konusundaki Annan planının,
iki tarafı da tatmin edecek şekilde değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Gül, “Müzakere masasına dönmesi için Denktaş’a baskı yapıyor musunuz” sorusuna,
“Bu konudaki karar sayın Denktaş’a aittir. Biz adada barışçıl bir çözüme
ulaşılması için kendilerini teşvik ediyoruz. Sanıyorum KKTC seçimlerinden
sonra müzakereler yeniden başlayabilir” karşılığını verdi. Gül, “Annan
planını müzakerelere temel olarak kabul ediyor musunuz” sorusunu yanıtlarken
de “planın her 2 tarafı tatmin etmesi gerektiğini, bu nedenle de üzerinde
değişiklik yapılması gerekebileceğini” kaydetti. Abdullah Gül, “Biz tarafları
tatmin edecek bir çözümden yanayız. Çözüm tarafları tatmin etmezse kalıcı
olmaz” dedi. (Kıbrıs, 26 Eylül)
- Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı
Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston’ın, tarafsızlığını yitirdiğini ve
ne ölçüde ABD’nin Kıbrıs politikasını temsil ettiğinden emin olmadığını
söyledi. ABD’deki temasları sırasında “görüşmeye gerek görmediği” Weston’a
eleştiri yöneltti. Ertuğruloğlu, “Weston, ABD’nin Kıbrıs politikalarını
ne ölçüde temsil ediyor, ondan pek emin değilim. Kişisel bir misyon mu
yürütüyor, yoksa resmi politika mı, emin değilim” dedi
- GKRY lideri Tasos Papadopulos, “KKTC’deki seçimlere kadar BM öncülüğündeki
barış görüşmelerinden umut olmadığını” söyledi. BM Genel Sekreteri Kofi
Annan’ın da bu yılın sonunda KKTC’de yapılacak parlamento seçimlerine kadar
barış görüşmeleri sürecinin donduğu yönünde hemfikir olduğunu söyleyen
Papadopulos, “Sanırım bu herkesin genel bir eğilimi” dedi. Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş’ın seçimleri kaybetmesi durumunda, sorunun çözümünün Kıbrıslı
Türklerden çok Türkiye’ye bağlı olduğunu ileri süren Papadopulos, “Kıbrıs
ile ilgili kararların Türkiye tarafından alındığına inanan kişiler arasında
bulunuyorum. Dolayısıyla bu Türkiye’nin isteğine bağlı” dedi. Seçimlerde
muhalefetin zafer kazanması ihtimalinin çözüm için umut sunduğunu iddia
eden Papadopulos, “Ama iktidardaki Denktaş’ın çözüm sunmayacağı kesin”
ifadesini kullandı.
- Türkiye’de BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, KKTC’nin varlığı ve
kuruluşunun Türk milletinin adeta yeniden hayat bulmasını sağlayan bir
olay olduğunu vurguladı. Ortaya konan Annan Planı’nın ambalajına bakıldığında
çok cazip gözükmekle beraber, içine bakıldığında Kıbrıs’ı Girit yapmayı
hedefleyen bir plan olduğunun görülmekte olduğunu kaydeden Yazıcıoğlu,
“Bütün Türk milleti olarak KKTC’ye sahip çıkacağız, Kıbrıs’ın akıbetinin
Girit olmasını kesinlikle engelleyeceğiz. Bu elbirliği ve işbirliğiyle
gerçekleştirilecektir” dedi.
26 Eylül
Rum Yönetimi’nin eski Başkanı Glafkos Klerides, “Geçmişte, Annan planının
neler içereceği konusunda bazı bilgilere sahiptik ve önleyici mahiyette
hareket ettik. ‘Eğer şu veya bu konuyu içerirse biz onu reddedeceğiz’ dedik”
şeklinde konuştu. Klerides, ortaya koydukları bütün konular üzerinde olmasa
bile, planda bazı değişiklikler yapıldığını, değişiklik yapılamayan maddelerin
ise iki taraf arasındaki dengeyi bozan maddeler olduğunu söyledi.
Klerides, Kıbrıs sorunuyla ilgili geçmişteki görüşme sürecinde,
4 İslam ülkesinin “Kıbrıs sorununun 6 ay içinde çözümlenmemesi durumunda
KKTC’yi tanıma yoluna gidecekleri” yönünde uyarıda bulunduğunu belirterek,
gerek kendilerinin gerek BM Genel Sekreteri’nin “görüşmelerin devam ettiğini”
gerekçe gösterip tanıma niyetlerine engel olduklarını bildirdi.
Glafkos Klerides, seçimi KKTC’deki muhalefetin kazanması durumunda Aralık
ayının dönüm noktası olabileceğini söyledi. Klerides, KKTC’de muhalefetin
kazanması ve Rumların görüşmelere içtenlikle yanaşmaması durumunda, Rum
tarafının da Türk tarafı gibi uzlaşmazlıkla suçlanabileceğini, bunun dikkat
edilmesi gereken bir tehlike olduğunu kaydetti. Klerides, “Eğer Kıbrıs
Türk muhalefeti kazanırsa böyle bir tehlike görüyorum. Eğer kazanmazsa
endişe edecek nedenimiz yoktur. Çünkü görüşmeler yapılsa da çözüm olmayacak.
Nedeni ise görüşlerimizin Denktaş’ın görüşleriyle taban tabana zıt olmasıdır
ve doğrudur” dedi. (Fileleftheros, 27 Eylül)
- Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan planının Kıbrıs Türkü’nün egemenliğiyle
devletini kabul etmediğini ve Kıbrıs Türk halkının tek anayasa çatısı altında
Rum’a yamalamaya çalıştığını kaydetti. Denktaş, halkın kan ve can pahasına
kazandığı egemenliğinden ve hürriyetinden ödün vermenin söz konusu olmadığını,
bu nedenle direnmeye devam edileceğini vurguladı. Annan planı ve Aralık
seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Denktaş, Annan
planının Rumlar’ın arzuladığı gibi Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini, devletini
kabul etmediğini ve tek anayasa çatısı altında Rum’a yamalamaya çalıştığını
kaydederek, buna karşı verilen direnişin Kıbrıs Türk halkının 1950’lerden
gelen mücadelesinin gerektirdiği ilkeler çerçevesinde halkla, Türkiye ve
KKTC Parlamentosu kararlarıyla yürütülen bir yol olduğunu söyledi. Denktaş,
Annan planının Kıbrıs Türk halkının inandığı ve uğrunda mücadele verdiği
her şeyi alıp götürdüğünü belirtti. (Kıbrıs, 27 Eylül)
- Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, BM Genel Sekreteri Kofi Annan
ile görüştü. “Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüme ulaşılmasını Türkiye’nin
her zaman arzuladığını” vurgulayan Gül görüşmede, “KKTC’de Aralık ayında
yapılacak olan seçimlerden sonra müzakere sürecinin bir ivme kazanmasının
beklenebileceğini” ifade etti. KKTC’ne uygulanan ambargonun kaldırılması
gerektiğini belirterek, “Terörizm insanlığa karşı bir suçtur. Bu suçu yeryüzünden,
hem de en kısa zamanda kaldırmak bizim görevimizdir” diyen Gül, Türkiye’nin
Kıbrıs’ta kalıcı bir çözümü samimi olarak arzuladığını vurgulayarak, bu
bağlamda kuzey Kıbrıs’a uygulanan ambargonun kaldırılmasını ve Denktaş’ın
önerilerinin değerlendirilmesini istedi.
- Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Kıbrıs’ta, Türk ve Rumları,
barış içinde birlikte yaşayabilecekleri bir ortak birliktelik inşa etme
niyetinde gördüklerini söyledi. Yunan Dışişleri Bakanı, Nisan’da Yeşil
Hat’tın açılmasının ardından binlerce kişinin birbirleriyle buluştuğunu
ve ortak bir gelecek paylaşabileceklerini gösterdiklerini kaydederek, ancak
böylesine girişimlerin Ada’nın asıl siyasi sorununa çözüm oluşturmadığını
savundu. Papandreu, tüm Kıbrıslıların tek bir vatandaşlık altında federal
bir devlet içinde, yabancı askeri güçler olmadan, uyum ve güvenlik içinde
yaşayabilecekleri ümidini taşımaya devam edeceklerini söyledi. (Kıbrıs,
27 Eylül)
27 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rumların, “Kıbrıs’ta Türklüğü silme, tüm
Kıbrıs’a sahip olma ve Türkiye’nin haklarını ortadan kaldırma” yönündeki
milli davaları nedeniyle AB’yi istediklerini belirti ve halka seslenip
“Sizi o yola davet edenlere teşekkür ediniz... Biz yolumuzu biliyoruz,
Türkiye’nin Başbakanı’nın söylediği gerçeklerin yolundayız, bu gerçekler,
iki halkın, iki devletin varlığıdır, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin
devamıdır. Gayet basit. Şaşırmaya hiç lüzum yok” dedi.
Denktaş, bugüne kadar masaya getirilenlerin Kıbrıs Türk halkını tatmin
etmediğini, daha iyisini almak için uğraştıklarını, kararlı bir şekilde
hareket edildiği takdirde daha iyisinin bulunacağını söyleyerek, “Kararlı
bir koalisyon hükümeti var. Bu kararlılıkla, her iki tarafın birbirini
öldürmeyeceği, birbirine saldırmayacağı ve hükmetmeyeceği bir anlaşma olabilir”
dedi. İki kesimliliğin kabul edildiğini ifade eden Denktaş, iki devletin
varlığının kabul edilmesi, iyi komşuluk ve karşılıklı işbirliği ile Kıbrıs
sorununun çözümlenebileceğini belirtti. (Kıbrıs, 28 Eylül)
- Başbakan Derviş Eroğlu, Rumların tüm arzusunun Kıbrıs’tan Türklüğü
silip, Megali İdea’yı gerçekleştirmek, AB’nin amacının ise Akdeniz’e inip
Ortadoğu ve Kafkasları kontrolü altına almak olduğunu söyledi. Annan belgesinin
55 bin insanı göç etmek durumunda bırakacağını, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda
Kıbrıs Türkü’ne anayasal haklar verip azınlık durumuna düşüreceğini ifade
eden Eroğlu “Belge içimize Rumları sokarak bizi devlet olmaktan çıkarıyor,
Türkiye’nin anlaşmalardan doğan garantilerini ortadan kaldırıyor” dedi.
- Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, İslam Konferansı
Örgütü (İKÖ) içinde KKTC’nin örgüte tam üye olarak kabul edilmesine ilişkin
giderek artan bir destek olduğunu bildirdi. İKÖ’nün, 11 Ekim’de Malezya’nın
Putrajaya kentinde düzenleyeceği konferans sırasında KKTC’ye tam üyelik
teklifi yapılabileceğini belirten Ertuğruloğlu, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin
böyle bir gelişmeyi önlemek için harekete geçtiğine ve örgüt içinde lobi
faaliyetlerine başladığına dikkati çekti. Ertuğruloğlu, “Elbetteki bizim
isteğimiz bu gruptaki (İKÖ) temsilimizin yükseltilerek tam üyelik seviyesine
getirilmesidir” dedi. (Kıbrıs, 28 Eylül)
28 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı’yla ilgili olarak, “Bir İngiliz
hukukçunun da söylediği gibi ‘Türkler tarafından kabul edildiği taktirde
bir intihar meselesidir...’ Hakikaten bir intihar olur bizim için. Onun
için direnmek, diretmek lazım. Pazarlığı sürdürmek lazım” dedi. Denktaş,
Rum kesimi eski lideri Klerides’in, “4 Müslüman devlet KKTC’yi tanıyacaktı,
biz baskı yaptık ve önledik” sözlerinin hatırlatılması üzerine, şunları
söyledi: “Her İslam ülkesindeki toplantıya geliyorlar, muazzam kulis yapıyorlar.
İslam ülkeleriyle büyük iş ilişkileri kurmuşlar bu maksatla ve engellemeye
çalışıyorlar. Dostluk değil tabii bu. Bizim Türk-Müslüman halk olarak İslam
Konferansı’nda yerimizi almamız bir haktır. Bu hakkı önlemek suretiyle
dostluk değil, düşmanlık gösteriyorlar, buna devam ediyorlar.”
Denktaş, Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye girmesi ve uygulanmak istenen Annan
Planı’nı eleştirerek, “Türkiye adadan çıkarsa, bir daha gelemez” dedi.
Denktaş, “ABD ile İngiltere ‘Denktaş’la bu iş olmaz’ diyorlar. Denktaş
bir halkı temsil ediyor. Türkiye’nin AB konusunda elinde Kıbrıs kozu var.
AB’nin uluslararası antlaşmaları görmesi sağlanmalı. Türkiye bu davadan
vazgeçerse arkasından başka meseleler çıkacaktır. Türk milleti bu davayı
kazanmak zorundadır” şeklinde konuştu.” (Kıbrıs, 30 Eylül)
- TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Brüksel’de, AB Komisyonu’nun genişlemeden
sorumlu üyesi Günter Verheugen ile ikili görüşmede bulundu. Kıbrıs sorununun
önemine de değinen Verheugen, bu sorunun 2004’te süratle çözülmesi, müzakerelerin
tekrar başlaması, Annan Planı’nın temel alınması gereği üzerinde durdu.
Abdullah Gül de “Top Türkiye’de” diyerek, hayati bir dönem yaşandığını
söyledi. Gül ve Verheugen, KKTC ile Türkiye arasında Gümrük Birliği anlaşması
konusunun gündem dışına taşındığı ve sorun kaynağı olmayacağı mesajı da
verdiler.
- GKRY Başkanı Tasos Papadopulos, “BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın
sunduğu planda esaslı değişiklikler yapılması gerektiğini” söyledi. Papadopulos,
Atina’da yayımlanan Ta Nea gazetesine verdiği demeçte, “halka ve tarihe
karşı olan borçlarının” Annan Planı’nda değişiklik yapılması gerektirdiğini
savundu. Rum Ulusal Konseyi’nin, planda değişiklik yapılması yönündeki
kararı, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a karşı çıkmış olmak için değil, “doğru
olduğu için” aldığını ileri süren Papadopulos, “Kesin bir yanıt almak için
acele etmeyin. Planda düzeltmeler istiyoruz, ama şimdi hangi alanlarda
ne kadar düzeltme sağlayabileceğimizi tahmin etmek mümkün değil. Bu çerçevede
bu soruya henüz yanıt veremem” dedi.
KKTC’de Aralık ayında yapılacak seçimleri muhalefet partilerinin kazanması
halinde, bu partilerin tavırlarının ne olacağının net olmadığını savunan
Papadopulos, “Bu partilerin Annan Planı temelinde çözüm isteyip istemediklerine
dair çelişkili beyanları var. Bu noktada tezlerinin açıklığa kavuşması
gerekiyor. Şu an bu partilerin tezlerini net olarak bilmiyoruz” şeklinde
konuştu. (Kıbrıs, 29 Eylül)
- Yunanistan Savunma Bakanı Yannos Papantoniu, Kıbrıs Rum kesimini,
yalnız askeri alanda değil, Kıbrıs sorununa müzakere yoluyla barışçı bir
çözüm bulma çabalarında da somut biçimde desteklemeye devam edeceklerini
söyledi. Rum kesiminde 1 Ekim’de düzenlenecek sözde bağımsızlık günü kutlamalarına
katılmak üzere Güney Kıbrıs’a giden Papantoniu, “Yunanistan’ın, Kıbrıs
sorununa yaşayabilir, işlevsel ve adil bir çözüm bulunmasına büyük önem
verdiğini” kaydederek, “Atina’nın desteği sürekli, etkili ve devamlı olacak”
dedi. (Kıbrıs, 29 Eylül)
29 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı’nın Rumlarla birlikte hazırlandığını
belirterek, “Bu plan, Kıbrıs Türklerinin sonunu getirecek plandır” dedi.
Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki kanunsuzluğa boyun eğmediğine dikkat çeken
Denktaş, “Türkiye gerektikçe verdiği notalarla bu haklarımıza sahip çıkmaktadır”
diye konuştu. ABD Büyükelçisinin Kıbrıs’ta hiçbir diplomata yakışmayacak
şekilde muhalefeti desteklediğine dikkat çeken Denktaş, şunları söyledi:
“Biz, ABD’yi dost biliyoruz. Ama çıkarları çıkarlarımıza uymuyor. Kendi
çıkarlarımızı korumak görevimizdir. Halkımız yeniden göçmen yapılmak isteniyor.
Üzerinde durduğumuz tüm ilkeler ya sulandırılıyor ya yok ediliyor. (Rum’un,
Kıbrıs’ı Rumlaştırmak siyasetinden) vazgeçtiği varsayımından hareket ediyorlar.
Tüm göstergeler ise Rumların bu siyasetten vazgeçmediğini gösteriyor. Rumların,
AB’ye müracaatı, Kıbrıs’a sahip çıkmak, Türkiye’yi Kıbrıs’tan dışlamak,
Kıbrıs Türklerini azınlık durumuna düşürmek istediğini kanıtlıyor.” (Kıbrıs,
30 Eylül)
- Başbakan Derviş Eroğlu, KKTC devleti kabul edilmeden Kıbrıs’ta bir
anlaşmanın imkansız olduğunu söyledi. Annan planının Kıbrıs Türk
halkını yok etmeye yönelik olarak hazırlanmış, Türklüğü Kıbrıs’tan çıkarmayı
hedefleyen bir belge olduğunu söyleyerek, planın kabul edilmesi halinde
adada 10-15 yıl içerisinde bir tek Türk’ün bile kalmayacağını kaydetti.
Planla KKTC devletinin yok olacağını belirten Eroğlu, Kıbrıs Türkü’nün
kurduğu devlet gerçeği kabul edilmeden bir anlaşmaya varılmasının imkansız
olduğunu söyledi. Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğunu vurgulayan
Eroğlu, kalıcı bir anlaşmaya ancak iki ayrı egemen devlet ve KKTC gerçeğinden
hareketle varılabileceğini söyledi.
- Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Annan planının imzalanması halinde
Kıbrıs Türk Halkını zor günlerin beklediğini söyledi. Denktaş, yapılması
gereken en önemli şeyin KKTC devletine sahip çıkılması olduğunu vurguladı.
Kıbrıs’ta bir çözümün sadece, iki toplumlu, Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin
kabul edildiği ve Türkiye’nin etkin garantisinin olduğu bir anlaşma temelinde
mümkün olabileceğini söyleyen Serdar Denktaş, Annan planının tuzaklarla
dolu olduğunu belirterek, Kırbıs Türk halkının bu tuzaklara düşmeyeceğini
ve Rum’un oyununa gelmeyeceğini söyledi.
- AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Kıbrıs konusuna,
Mayıs 2004’ten önce bir çözüm bulunması gerektiğini vurgulayarak, “Genişleme
sürecinde böyle bir sorun olmamamsı gerekiyor. Türkiye’nin genişleme süresi
açılmadan önce, Kıbrıs sorununun çözülmesi gerekiyor” dedi. (Kıbrıs, 30
Eylül)
30 Eylül
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türk tarafının Kıbrıs’ta iki halka, iki
demokrasiye, iki devlete dayalı Türkiye’nin sulandırılmamış fiili ve etkin
garantisinin devam edeceği bir ortaklığa razı olduğunu söyledi. “Yabancılar
tarafından şımartılan Rumlar buna yanaşmıyor” diyen Denktaş devamla şöyle
konuştu: “Geçen gün Vasiliu’nun söylediğine bakarsanız 95 bin Rum içimize
gelme hakkını kazanacaktır. Biz 80 bin diyorduk, belki onlar tam hesap
yapmışlar 95 bin bulmuşlar. Bütün toprakları geri alacaklarını, Annan Planı’nın
bunu kendilerine bahşettiğini, bir Anayasa altında bize tahakküm edebilecekleri
bir durumun yaratılacağını, Türkiye’nin garantisinin önce sulandırılıp
sonradan büsbütün ortadan kalkacağını, tek bir Türk askerinin bile Kıbrıs’ta
kalmayacağını belirttiler. Bu ‘ne olacak, nasıl olacak’ diye hayal
etmek bile gerekmez. Bunu bilmek gayet kolaydır. 1974 öncesine giderseniz,
durumun ne olacağını aşağı yukarı görebilirsiniz. Biz buna karşı direniyoruz
ve iki halka iki demokrasiye, iki devlete dayalı Türkiye’nin sulandırılmamış
fiili ve etkin garantisinin devam edeceği bir ortaklığa razıyız diyoruz.”
- Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye’nin, “AB’ye
üye olacağız” diye Kıbrıs sorununu problem yaratacak şekilde çözmeye kalkışmaması
gerektiğini söyledi. Kıbrıs’ın Türkiye’nin milli meselesi olduğunu da vurgulayan
Demirel, “Kıbrıs meselesini AB meselesiyle birleştirmek yanlıştır. Bu husus
1963-1999 arasındaki tüm AB kararlarında vurgulanmıştır. Türkiye, AB’ye
üye olacağız diye Kıbrıs sorununu problem yaratacak şekilde çözmeye kalkışmamalıdır.
Bu konuda kendi kendimize kabahat bulmayalım. Dünya ve BM bu konuda haksızlık
yapmıştır” dedi.
- Turizmden Sorumlu Devlet Bakanı Serdar Denktaş, Annan Planı’nın imzalanması
halinde Kıbrıs Türk halkını zor günlerin beklediğini söyledi. Yapılması
gerekli en önemli şeyin KKTC devletine sahip çıkılması olduğunu vurgulayan
Denktaş, çözümün sadece, iki toplumlu, Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin
kabul edildiği ve Türkiye’nin etkin garantisinin olduğu bir anlaşma temelinde
mümkün olabileceğini kaydetti. (Kıbrıs, 1 Ekim)

|